Barut Ağacı Kabuğu Nasıl Demlenir? Bir Kez Daha…
Kayseri’nin o soğuk kış günlerinden birinde, güneş ışığının zorla pencereden içeri girdiği anlardan biriydi. Aniden bir istek doğdu içimde; bir şeyler yapmak, belki de yıllardır yapmadığım bir şeyi. Barut ağacı kabuğunun kokusunu hatırladım… Evet, bu sesli düşünüp düşünmeden aklıma gelen eski bir alışkanlık. Ailemden, köydeki yaşlılardan öğrenmiştim, barut ağacının kabuğundan bir çay yapılırmış. Hem vücuda faydalıdır, hem de ruhu dinginleştirir derlerdi. O eski, bilmediğim dünyanın sıcaklığını tekrar hissetmek istedim. Geriye sadece bir adım kalmıştı: Barut ağacı kabuğu nasıl demlenir?
Hatırladığım O Günler…
Hafızamın derinliklerinde kaybolmuş bu hatıra, birkaç hafta önce Kayseri’nin taş sokaklarında bir yürüyüş yaparken aniden geri geldi. O kadar uzak ve soğuk, ama bir o kadar da sıcak bir hatıra. Annem ve babam, çocukken hep bahsederdi, “Barut ağacı kabuğu demle, iç, kendini iyi hissedersin,” derdi annem. O zamanlar bunun tam olarak ne anlama geldiğini anlamazdım, ama birdenbire, yıllar sonra, her şey birdenbire berraklaşmaya başladı. Kayseri’nin soğuk sabahlarında o eski ilhamı tekrar almak istedim. O zaman bir şey fark ettim: Barut ağacı kabuğu, aslında çok daha fazlasıydı. Yalnızca bir çay değil, eski zamanlardan gelen, rahatlatıcı bir dokunuştu.
Barut Ağacı Kabuğunun Hazırlığı: Bir Yudum Hatıra
O günden sonra, yapmam gereken tek şey barut ağacı kabuğu bulmaktı. Kayseri’de, özellikle köylerde bu ağaçlara rastlamak zor değildi, ama şehirde her şey gibi buna da erişmek güçtü. Bir hafta boyunca oraya buraya sorarak, sonunda bir miktar kabuk buldum. O anı düşünmek bile heyecanlandırıyordu beni. Nasıl yapılacağına dair hatırladığım tek şey, kabukları kaynar suya koyarak demlemekti. Ama içimdeki soru hala bitmemişti: Bu, gerçekten eski zamanların huzurunu bana getirebilecek miydi?
Bir akşam, o barut ağacı kabuklarını bir kaseye koyarak üzerine kaynar suyu döktüm. Ardından üstünü örtüp beklemeye başladım. İçimde beklenen bir rahatlama duygusu vardı. Ama o sırada fark ettim ki, bu basit eylem aslında daha derin bir anlam taşıyor. Sadece barut ağacının kabuğu değil, bu çayı demleyerek geçmişi de yeniden hatırlıyordum. O eski günlerin, o sıcak evin ve ailemin anıları… Bir yudum çay içmeden önce tüm bu duygular bir araya gelmişti.
Yudum Yudum Huzur: Barut Ağacı Çayı
Sıcak çay bardağını elime aldım. İçimde bir heyecan vardı ama aynı zamanda hafif bir kaygı. Ne olursa olsun, her şeyin tekrar eski haline gelmesini bekliyordum. İlk yudum, sanki yıllardır içmediğim bir huzuru bana hatırlattı. Çayın içindeki o sıcaklık, içimi bir nebze olsun ısıttı. Ama o kadar yoğun bir duygu vardı ki, yudumladıkça her şeyin ne kadar boş olduğunu fark etmeye başladım. Kısa bir süre önce hissettiğim kaygı, çayın sıcağıyla birlikte eridi. İçimde bir rahatlama, belki de umut vardı. O eski zamanlara dair, kaybolmuş bir huzuru bulmak gibiydi.
Barut ağacı kabuğunun demlenmesi, belki de sadece eski bir gelenekti. Ama o an anladım ki, aslında bu sadece bir çaydan fazlasıydı. Bu çay, geçmişin sıcaklıklarını, köydeki huzuru, annemin sesini ve babamın hikâyelerini yeniden getirdi bana. Kendimi geçmişin içinde kaybolmuş gibi hissederken, bir yandan da geleceği düşünmekten alıkoyamadım. Belki de bu çay, kaybolanların yerini alacak kadar güçlüydü.
Sonuçta…
Barut ağacı kabuğu nasıl demlenir sorusunun cevabı, aslında çok basitti. Kaynar suyun içine atmak, birkaç dakika beklemek ve sonunda bir bardak çayı yudumlamak… Ama o çayın içinde sadece bir tat değil, bir duyguyu, bir hatırayı, bir anlamı buluyordum. Bazen hayatın karmaşasında, küçük bir eylem bile bizi derin düşüncelere sevk edebilir. Bu çayı demlemek bana sadece bir huzur getirmedi, aynı zamanda kaybolan geçmişi, çocukluğumun sıcak günlerini ve annemin bana her zaman söylediği “Her şeyin bir zamanı vardır” sözlerini hatırlattı.
O eski anı, barut ağacı kabuğu gibi bir çayla yeniden yaşamak, her zaman hatırlamam gereken bir şeydi.