Böğürtlen Roman mı? Tarihsel Kırılmaların Edebiyata Yansıyan Sesi Bir tarihçi için her metin, geçmişin yankılarını bugüne taşıyan bir belgedir. Böğürtlen de böyle bir metindir. İlk bakışta basit bir roman gibi görünse de, satır aralarında bir toplumun belleğini, bireyin kırılma anlarını ve zamanın akışına direnen insan ruhunu barındırır. Bu yazıda “Böğürtlen roman mı?” sorusunu tarihsel bir perspektiften ele alacak; edebiyat ile tarihin kesiştiği o ince çizgide bir yolculuğa çıkacağız. Tarihsel Süreçler ve Bir Dönemin Ruhu Tarih, yalnızca olayların kronolojik dizisi değil; duyguların, umutların ve kırılmaların da hikâyesidir. Böğürtlen romanı, belirli bir dönemin sosyal yapısını, bireyin iç çatışmalarını ve değerler sistemini gözler…
Yorum BırakSade Yaşam Tüyoları Yazılar
İyelik Zamiri Nedir Kısa? Gücün Sahipliği Üzerine Siyaset Bilimsel Bir Yorum Bir siyaset bilimci olarak, dillerin yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda iktidarın görünmeyen yüzü olduğunu söylemek gerekir. Dil, bir toplumun kimlerin konuşabileceğini, kimlerin susmak zorunda kalacağını belirler. İyelik zamiri bu bağlamda masum bir dilbilgisel yapı değil, “sahiplik” ve “aidiyet” kavramlarının dildeki yansımasıdır. “Benim”, “senin”, “onun” gibi ifadeler yalnızca gramer değil; gücün, mülkiyetin ve kimliğin sınırlarını çizen politik göstergelerdir. Peki, iyelik zamiri nedir? Kısa tanımıyla, bir varlığın kime ait olduğunu gösteren zamir türüdür. Ancak biz bu yazıda bu kısa tanımın ötesine geçerek, sahipliğin dilde nasıl siyasallaştığını, toplumsal cinsiyetin ve ideolojinin…
Yorum BırakKanada Hangi Dilde Konuşuyor? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir İnceleme Merhaba! Farklı bakış açılarını dinlemeyi, tartışmayı ve yeni fikirler keşfetmeyi seven biri olarak bugün sizlerle çok ilginç ama bir o kadar da yanlış bilinen bir konuyu konuşmak istiyorum: Kanada hangi dili konuşuyor? Cevap kulağa basit gelebilir ama işin içine kültür, tarih, toplum ve bakış açısı girince işler biraz karışıyor. Hazırsanız, bu çok yönlü dünyaya birlikte dalalım! — Kanada’da Resmî Diller: İngilizce ve Fransızca Kanada’nın iki resmî dili vardır: İngilizce ve Fransızca. Ülkenin tarihi İngiliz ve Fransız kolonilerine dayandığı için bu iki dil devlet tarafından eşit statüde kabul edilir. Nüfusun yaklaşık…
Yorum BırakKalp Kapakçığında Kaçak Olması Ne Demek? Sağlıkta Eşitlik, Empati ve Çözüm Arayışı Sağlık söz konusu olduğunda çoğu zaman konuyu biyolojik düzeyde ele alırız. “Hastalık nedir?”, “Tedavisi nasıl yapılır?” gibi soruların ötesine nadiren geçeriz. Oysa her teşhis, yalnızca bedensel bir durum değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve hatta politik bir meseledir. Özellikle “kalp kapakçığında kaçak” gibi yaygın ama çoğu insan için belirsiz kalan bir durum, yalnızca tıbbî bir sorun değil; sağlık hizmetlerine erişim, toplumsal farkındalık ve eşitlik gibi dinamiklerle de iç içedir. Bugün bu konuyu klasik bir tıp yazısı gibi değil, empatiyle ve çeşitliliğe saygı duyan bir bakış açısıyla ele alalım.…
Yorum BırakGöstermelik Ne Demek Edebiyat? Göstermelik kavramı, günlük dilde bir şeyin sadece görünüşte var olduğunu, ama gerçekte bir anlam ya da derinlik taşımadığını ifade eder. Ancak edebiyat bağlamında bu sözcük, çok daha geniş bir anlam alanına sahiptir. Edebiyatta “göstermelik” olan, yalnızca bir biçim sorunu değil; aynı zamanda anlam, temsil ve samimiyet tartışmasının merkezinde yer alır. Bu yazı, kavramın tarihsel kökenlerinden günümüz akademik tartışmalarına kadar uzanan bir düşünsel çizgiyi izleyerek, edebiyatın “görünür” ile “gerçek” arasındaki kadim ilişkisini inceler. Tarihsel Arka Plan: Söze Karşı Gerçeklik Klasik Dönemde Gösteri ve Hakikat Antik Yunan düşüncesinde, Platon edebiyatı “gösteri sanatı” olarak nitelendirmiştir. Ona göre şair, gerçeğin…
Yorum BırakBir Sosyoloğun Sofrası: Gurme Olmak İçin Ne Okumalı? Toplumların dönüşümünü, bireylerin davranışları üzerinden okumaya çalışan bir araştırmacı olarak, yemek kültürünün yalnızca damakla değil, zihinle de tadıldığına inanırım. “Gurme olmak için ne okumalı?” sorusu ilk bakışta mesleki bir rehber gibi görünür; ancak sosyolojik açıdan bu, toplumsal statü, kimlik inşası ve kültürel sermaye üzerine düşünmeye davet eden bir sorudur. Çünkü “yemek” sadece karın doyurmaz; sınıf farklarını, toplumsal cinsiyet rollerini ve kültürel değerleri yeniden üretir. Toplumsal Yapı ve Kültürel Sermaye: Gurmelik Bir Statü Alanı Olarak Gurmelik, modern toplumda yalnızca bir tat alma yeteneği değil, aynı zamanda bir kültürel sermaye biçimidir. Pierre Bourdieu’nün deyimiyle,…
Yorum BırakGulet Kaç Metre Olur? – İnsan Psikolojisinin Derinliklerinde Bir Yolculuk Bir psikolog olarak bazen bir tekneye bakar, ama aslında bir zihni gözlemlerim. Guletin sessizce dalgalar arasında süzülüşü, insan ruhunun denge arayışına ne kadar da benzer… “Gulet kaç metre olur?” sorusu, ilk bakışta yalnızca bir teknik ölçü gibi görünür; ancak insan zihni hiçbir şeyi yalnızca sayılarla sınırlamaz. Uzunluğu, genişliği, derinliği — hepsi bir anlam arayışına dönüşür. Guletin Uzunluğu: Bilişsel Perspektiften Bir Değerlendirme Bilişsel psikolojiye göre insan zihni, her şeyi ölçmek, sınıflandırmak, anlamlandırmak ister. Guletin boyu da bu bilişsel düzenleme arzusunun bir yansımasıdır. Genellikle 15 ila 35 metre arasında değişen bu zarif…
Yorum BırakGramaj Nedir, Nasıl Yapılır? Geçmişten Günümüze Ölçümün Evrimi Tarih, insanlığın en büyük icatlarının birçoğunun ardında yatan anlamı ve bu icatların toplumlar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Her şeyin bir ölçü birimiyle şekillendiği bir dünyada, gramaj kavramı da bu ölçülerin ne kadar derin bir etkiye sahip olduğunu gösteren ilginç bir örnek oluşturur. Günümüzde, bir gıda ürününün gramajı, bir ürünün içeriğini belirlemek, ticaretini yapmak ve sağlıklı beslenme hakkında kararlar almak için kritik bir unsur haline gelmiştir. Ancak, gramaj kavramı yalnızca günlük hayatımızın pratik bir sorusu değil, aynı zamanda tarihsel süreçlerle şekillenen, toplumsal düzeni, ekonomi sistemini ve kültürel dönüşümleri yansıtan bir terimdir. Geçmişte,…
Yorum BırakHarbi Kime Denir? Günümüzün En Değerli “Netlik” Hâli Hadi gelin, hepimizin diline dolanan o kelimeyi masaya yatıralım: harbi. Sokakta, kafede, grup sohbetinde biri çıkar “harbi söylüyorum” der ve hepimiz bir tık daha dikkat kesiliriz. Çünkü “harbi,” sözün elini kirletmeyen, dolambaçsız, filtresiz hâlidir. Bu yazıda “Harbi kime denir?” sorusunu; kökeninden bugüne, bugünden yarına uzanan bir çizgide konuşacağız. Samimi olalım; hepimizin içten içe aradığı şey de bu: sözüyle özü bir olan insanlar. “Harbi”nin Kökeni: Savaşın İçinden Doğan Dürüstlük “Harbi” kelimesi, Arapçadaki harb (savaş) kökünden gelir. Osmanlıcada harbî “savaşa ilişkin, askeri, savaşçı” gibi anlam katmanları taşır. Zaman içinde bu “sert ve sahici” çağrışım,…
Yorum BırakDiş Kim Yapar? İnsanlığın Dişle İmtihanı: Tarihten Günümüze Bir Yolculuk Bir Tarihçinin Düşünceleriyle Başlamak Bir tarihçi olarak geçmişin tozlu sayfalarına her baktığımda, bugünün sıradan sorularının bile ne kadar köklü hikâyelere sahip olduğunu fark ederim. “Diş kim yapar?” sorusu, yalnızca modern tıbbın bir parçası gibi görünse de, aslında insanlığın binlerce yıldır süren sağlık, estetik ve hayatta kalma mücadelesinin bir yansımasıdır. Diş, sadece bir kemik parçası değil; beslenmenin, iletişimin, toplumsal statünün ve hatta kimliğin de sembolü olmuştur. Antik Çağlarda Diş Ustaları: Şamanlar ve İlk Diş Hekimleri İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinde diş tedavisi, büyü ve inançla iç içe geçmişti. Antik Mısır’da bulunan mumyaların…
Yorum Bırak